Nedir Şu Sürdürülebilirlik Dediğimiz Şey
Sürdürülebilirlik Nedir?
Sürdürülebilirlik, mevcut ihtiyaçları karşılamak için doğal kaynakların kullanımında dengeli bir yaklaşımı ifade ederken, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurma ilkesini içeren bir kavramdır. Bu, çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları olan bir yaklaşımdır.
Çevresel Boyut: Çevresel sürdürülebilirlik, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasını ve çevrenin korunmasını içerir. Bu, temiz su kaynaklarının korunması, biyoçeşitliliğin korunması, iklim değişikliğiyle mücadele, atık yönetimi gibi konuları kapsar.
Sosyal Boyut: Sosyal sürdürülebilirlik, toplumun refahını ve sosyal adaleti gözetir. Bu, eşitlik, iş güvenliği, sağlık hizmetlerine erişim, eğitim olanakları gibi konuları içerir. Sosyal sürdürülebilirlik, dezavantajlı grupların korunması ve toplumun her kesiminin katılımını teşvik eder.
Ekonomik Boyut: Ekonomik sürdürülebilirlik, ekonomik büyüme ve kalkınmanın, doğal kaynak tüketimi ve çevresel etkiler açısından sınırlı olması anlamına gelir. Bu, adil gelir dağılımı, işletme etiği, uzun vadeli planlama gibi konuları içerir.
Sürdürülebilirlik, bu üç boyutun dengeli bir şekilde ele alınmasıyla sağlanır. Bu kavram, kaynakları bilinçli bir şekilde kullanarak hem mevcut nesillerin ihtiyaçlarını karşılamayı hem de gelecek nesillerin ihtiyaçlarına zarar vermeden doğal dengeyi korumayı amaçlar.
Sürdürülebilirlik Kavramının Çıkışı
Sürdürülebilirlik kavramı, modern anlamıyla ilk kez 1987 yılında “Brundtland Raporu” olarak da bilinen “Dünya Komisyonu Çevre ve Kalkınma” tarafından tanıtılmıştır. Bu rapor, “Our Common Future” (Ortak Geleceğimiz) adı altında yayınlanmıştır. Raporda, sürdürülebilir kalkınma kavramı öne çıkmış ve “gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğini tehlikeye atmadan mevcut neslin ihtiyaçlarını karşılama” şeklinde tanımlanmıştır.
Brundtland Raporu’nun yayınlanmasıyla sürdürülebilirlik kavramı küresel düzeyde dikkat çekmeye başlamıştır. Rapor, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik arasındaki dengeyi vurgulamış ve gelecek nesillerin yaşam kalitesini koruma gerekliliğini vurgulamıştır.
Bu nedenle, 1987 yılında Brundtland Raporu’nu hazırlayan komisyonun üyeleri ve özellikle raporun başkanı olan Norveçli siyasetçi Gro Harlem Brundtland, sürdürülebilirlik kavramının gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Brundtland Raporu’nun yayınlanmasının ardından, birçok ülke ve uluslararası kuruluş sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemiş ve bu doğrultuda politikalar geliştirmiştir.
Sürdürülebilirlik Tarihsel Gelişmeleri
Rio Zirvesi ve Agenda 21 (1992):
1992’de Rio de Janeiro’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı (UNCED), “Agenda 21” adlı bir eylem planı kabul etti. Bu plan, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak için bir dizi eylem önerdi ve sürdürülebilir kalkınma konusunu uluslararası gündeme taşıdı.
Kyoto Protokolü (1997):
1997’de Japonya’nın Kyoto şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Taraflar Konferansı’nda Kyoto Protokolü kabul edildi. Bu protokol, sera gazı emisyonlarının azaltılması için uluslararası bir çerçeve sağladı ve iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olarak kabul edildi.
Paris Anlaşması (2015):
2015’te Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP21) Paris Anlaşması kabul edildi. Bu anlaşma, küresel ısınmayı 2°C’nin altında tutma hedefiyle sera gazı emisyonlarının azaltılmasını amaçladı. Paris Anlaşması, Kyoto Protokolü’nün yerini aldı ve daha kapsayıcı bir uluslararası anlaşma olarak kabul edildi.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (2015):
2015 yılında Birleşmiş Milletler, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni kabul etti. Bu hedefler, yoksullukla mücadele, eşitsizlikleri azaltma, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme gibi konuları içerir. Bu hedefler, sürdürülebilir kalkınma alanında küresel bir çerçeve sağlar.
Yeşil Mutabakat (2019):
2019’da Avrupa Komisyonu, AB’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilirlik çabalarını içeren kapsamlı bir strateji olan Yeşil Mutabakat’ı duyurdu. Bu strateji, AB’nin 2050’ye kadar net sıfır sera gazı emisyonu hedefine ulaşmasını ve ekonomik, sosyal ve çevresel açılardan sürdürülebilir bir Avrupa’ya geçiş yapmasını amaçlar.
AB Yeşil Mutabakatı Nedir?
Yeşil Mutabakat (Green Deal), Avrupa Birliği’nin 2019’da duyurduğu kapsamlı bir stratejidir. Bu strateji, AB’nin iklim değişikliğiyle mücadele, çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomik dönüşümü içeren geniş kapsamlı bir planı ifade eder. Yeşil Mutabakat, AB’nin 2050’ye kadar net sıfır sera gazı emisyonu hedefine ulaşmasını ve ekonomik, sosyal ve çevresel açılardan daha sürdürülebilir bir Avrupa’ya geçiş yapmasını amaçlar. Bu strateji, enerji dönüşümü, sürdürülebilir ulaşım, çevre koruma, yeşil altyapı yatırımları, sürdürülebilir tarım ve dijital teknolojilerin kullanımını içeren geniş bir yelpazede politika ve önlemleri kapsar. Yeşil Mutabakat, AB’nin iklim değişikliğiyle mücadelede küresel liderlik rolünü üstlenmesi ve sürdürülebilir bir gelecek için adım atmış olması bakımından önemlidir.
Yeşil Anlaşma (Green Deal) ve Katılımcı Ülkeler:
hedefine ulaşmaktır. Yeşil Anlaşma kapsamında şu ülkeler bulunmaktadır:
Avrupa Birliği Üye Devletleri: Avrupa Birliği’nin 27 üyesi, Yeşil Anlaşma’nın uygulanmasında merkezi rol oynamaktadır. Bu ülkeler, kendi ulusal politikalarını ve yasalarını AB’nin sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda şekillendirmektedir.
Avrupa Komisyonu: AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, Yeşil Anlaşma’nın geliştirilmesi, uygulanması ve denetlenmesi konusunda liderlik yapmaktadır. Komisyon, AB’nin farklı politika alanlarına ve sektörlere yönelik çeşitli önlemler ve politikalar geliştirmektedir.
Yeşil Anlaşma’nın başarılı bir şekilde uygulanması için AB üyesi ülkeler arasında işbirliği ve uyum önemlidir. Bu anlaşma, AB’nin küresel ölçekte liderlik yaparak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlamasını amaçlamaktadır.
Türkiye’deki Sürdürülebilirlik Çalışmaları
Ulusal Enerji ve İklim Planı (UNEIP): Türkiye, Paris Anlaşması kapsamında belirlenen taahhütler doğrultusunda Ulusal Enerji ve İklim Planı (UNEIP) hazırlamıştır. Bu plan, 2021-2030 dönemini kapsayacak şekilde enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi hedefleri içermektedir.
Ulusal Sera Gazı Envanteri ve İzleme Sistemi: Türkiye, sera gazı emisyonlarını izlemek ve raporlamak için Ulusal Sera Gazı Envanteri ve İzleme Sistemi oluşturmuştur. Bu sistem, ülkenin sera gazı emisyonlarını izleyerek politika ve önlemlerin etkinliğini değerlendirmeyi sağlar.
Yenilenebilir Enerji Yatırımları: Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımları artırmış ve güneş, rüzgar, hidroelektrik ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmektedir. Özellikle son yıllarda yenilenebilir enerji kapasitesinde önemli artışlar sağlanmıştır.
Enerji Verimliliği Politikaları: Türkiye, enerji verimliliğini artırmak için çeşitli politikalar ve teşvikler uygulamaktadır. Binalarda enerji verimliliğini artırmak, sanayide enerji kullanımını optimize etmek ve enerji etiketleme sistemlerini geliştirmek gibi önlemler bu politikaların bir parçasıdır.
Orman ve Doğal Kaynak Yönetimi: Türkiye, ormancılık ve doğal kaynak yönetimi alanında sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemektedir. Ormanların korunması, ağaçlandırma projeleri ve biyoçeşitliliğin korunması gibi çalışmalar bu çabaların bir parçasıdır.
AB Üyesi Olmayan Ülkeler ve Sürdürülebilirlik Çalışmaları :
AB üyesi olmayan ülkeler arasında ABD, Çin, Hindistan ve Japonya gibi büyük ekonomiler, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda çeşitli politikalar ve önlemler uygulamaktadır. İşte bu ülkelerin bazılarının yaptıkları:
ABD: ABD, iklim değişikliğiyle mücadeleyi yeniden önceliklendirerek, Paris Anlaşması’na yeniden katılmış ve net sıfır sera gazı emisyonu hedefi belirlemiştir. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak ve fosil yakıt tüketimini azaltarak karbon emisyonlarını azaltma çabalarını artırmaktadır.
Çin: Çin, dünyanın en büyük sera gazı emisyonu üreten ülkesi olmasına rağmen, son yıllarda önemli adımlar atmıştır. Ülke, yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük yatırımlar yapmış ve karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikaları uygulamaya koymuştur. Ayrıca, temiz enerji teknolojileri geliştirme ve kullanımını teşvik etmektedir.
Hindistan: Hindistan, iklim değişikliğiyle mücadelede ulusal çapta önemli adımlar atmaktadır. Ülke, yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak için büyük çapta güneş ve rüzgar enerjisi projelerine yatırım yapmaktadır. Ayrıca, enerji verimliliğini artırmak ve karbon salınımını azaltmak için çeşitli politikalar ve projeler geliştirmektedir.
Japonya: Japonya, iklim değişikliğiyle mücadelede teknolojiye ve yenilikçi çözümlere odaklanmaktadır. Ülke, temiz enerji teknolojileri geliştirme ve kullanımını teşvik etmek için çeşitli politikalar ve teşvikler sunmaktadır. Ayrıca, enerji verimliliğini artırmak ve karbon emisyonlarını azaltmak için çeşitli önlemler almaktadır.
Bu ülkeler, iklim değişikliğiyle mücadelede ulusal düzeyde ve uluslararası platformlarda işbirliği yaparak, küresel ölçekte olumlu bir etki yaratmayı hedeflemektedirler.
AB Yeşil Mutabakatı Ana Maddeleri:
Net Sıfır Sera Gazı Emisyonu Hedefi: AB, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu hedefini belirlemiştir. Bu hedef, fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonları azaltarak ve karbon emisyonlarını telafi eden önlemleri artırarak gerçekleştirilmeye çalışılır.
Temiz Enerji Dönüşümü: AB, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik ederek enerji dönüşümünü hızlandırmayı amaçlar. Yenilenebilir enerji kaynaklarına ve enerji verimliliğine yapılan yatırımların artırılması bu sürecin önemli bir parçasıdır.
Sürdürülebilir Ulaşım Politikaları: AB, sürdürülebilir ulaşım politikalarını destekleyerek karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu gibi farklı ulaşım modları arasında dengeli bir geçiş sağlamayı hedefler. Elektrikli araçların yaygınlaştırılması ve toplu taşıma sistemlerinin iyileştirilmesi bu çabaların bir parçasıdır.
Dolaşım Ekonomisi ve Atık Yönetimi: AB, dolaşım ekonomisini teşvik ederek atık miktarını azaltmayı ve geri dönüşümü artırmayı amaçlar. Tek kullanımlık plastiklerin azaltılması, atık yönetimi politikalarının güçlendirilmesi ve döngüsel ekonomi modellerinin teşvik edilmesi bu çabaların bir parçasıdır.
Sürdürülebilir Tarım ve Ormancılık: AB, tarım ve ormancılık sektörlerinde sürdürülebilir uygulamaların teşvik edilmesini ve biyoçeşitliliğin korunmasını amaçlar. Tarım politikalarının çevresel etkileri göz önünde bulundurularak, sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi bu çabaların bir parçasıdır.
İklim Değişikliği Adaptasyonu: AB, iklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkmak için adaptasyon politikalarını güçlendirmeyi hedefler. Bu kapsamda, iklim değişikliğine uyum sağlamak için altyapıların ve kentsel alanların iyileştirilmesi, su yönetimi politikalarının güçlendirilmesi ve tarım sektöründe adaptasyon stratejilerinin geliştirilmesi gibi önlemler alınır.
Yeşil Finansman ve Yatırım: AB, sürdürülebilirlik ilkelerini desteklemek için yeşil finansman ve yatırımları teşvik eder. Yeşil projeleri finanse etmek, sürdürülebilir yatırım standartlarını belirlemek ve finansal kuruluşların çevresel ve sosyal etkilerini hesaba katmak bu çabaların bir parçasıdır.
Toplumsal Adalet ve Eşitlik: AB, sürdürülebilirlik politikalarının toplumsal adalet ve eşitlik ilkeleriyle uyumlu olmasını sağlamayı amaçlar. Bu kapsamda, dezavantajlı grupların ve bölgelerin korunması, eğitim ve istihdam fırsatlarının artırılması ve sağlık hizmetlerine erişimin iyileştirilmesi gibi adımlar atılır.
Uluslararası İşbirliği ve Diplomasi: AB, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası işbirliği ve diplomasiyi teşvik eder. Paris Anlaşması gibi uluslararası anlaşmaların uygulanmasını destekler, iklim finansmanı sağlar ve gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele kapasitelerini güçlendirir.
Dijital Dönüşüm ve Teknoloji: AB, dijital dönüşümü ve teknolojiyi sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hale getirmeyi amaçlar. Bu kapsamda, yapay zeka, veri analitiği ve diğer dijital teknolojilerin kullanımıyla çevresel etkilerin azaltılması ve kaynakların daha verimli kullanılması hedeflenir. Ayrıca, dijital teknolojilerin çevresel ve sosyal etkilerinin değerlendirilmesi ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi önemlidir.
Bu maddeler, AB Yeşil Mutabakatı’nın geniş kapsamlı ve kapsayıcı bir strateji olduğunu göstermektedir. AB, bu politika alanlarında çeşitli önlemler ve politikalar geliştirerek sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadelede liderlik yapmayı amaçlar.
Dahil Edilecek Sektörler:
Bu başlık altında, Yeşil Mutabakat kapsamında öncelikli olarak ele alınması planlanan sektörler belirlenir. Yeşil Mutabakat, farklı sektörlerdeki faaliyetleri ve süreçleri sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hale getirmeyi hedefler. Öne çıkan bazı sektörler şunlardır:
Enerji Sektörü: Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, enerji verimliliğinin artırılması ve fosil yakıtların azaltılması gibi politikalarla enerji sektörü sürdürülebilirlik çabalarının merkezindedir.
Ulaşım ve Taşımacılık Sektörü: Karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu gibi ulaşım modlarında sürdürülebilirlik ilkelerinin benimsenmesi ve karbon salınımının azaltılması önemlidir.
Sanayi ve Üretim Sektörü: Endüstriyel faaliyetlerin çevresel etkilerinin azaltılması, atık yönetimi politikalarının güçlendirilmesi ve yeşil teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesi bu sektördeki öncelikli hedefler arasındadır.
Tarım ve Gıda Sektörü: Sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, ormancılığın korunması ve gıda üretiminde çevresel etkilerin azaltılması bu sektörün önemli konularıdır.
İnşaat ve Yapı Sektörü: Enerji verimli binaların inşa edilmesi, yeşil altyapı projelerinin desteklenmesi ve atık yönetimi politikalarının güçlendirilmesi bu sektördeki sürdürülebilirlik çabalarının bir parçasıdır.
Bu sektörler, Yeşil Mutabakat kapsamında öncelikli olarak ele alınması planlanan alanları temsil etmektedir. Bu sektörlerdeki faaliyetlerin sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hale getirilmesi, AB’nin net sıfır sera gazı emisyonu hedefine ulaşmasına ve daha sürdürülebilir bir Avrupa’ya geçiş yapmasına katkı sağlayacaktır.
Sürdürülebilirlik Raporlaması Nedir ?
Çevresel Performans: Kuruluşun çevresel etkilerini ölçmek için kullanılan veriler ve göstergeler. Bu, enerji tüketimi, su kullanımı, atık yönetimi, sera gazı emisyonları gibi çevresel konuları içerir.
Sosyal Performans: Kuruluşun çalışanlar, tedarik zinciri, toplum ve diğer sosyal paydaşlar üzerindeki etkilerini değerlendiren veriler ve göstergeler. Çalışan memnuniyeti, işçi hakları, toplumsal katkılar gibi konular bu kategoriye girer.
Ekonomik Performans: Kuruluşun finansal performansı ve sürdürülebilirlik yatırımlarının ekonomik etkilerini gösteren veriler ve göstergeler. Gelir, karlılık, yatırım getirisi gibi finansal konular bu kategori altında değerlendirilir.
Stratejik Yaklaşımlar ve Hedefler: Kuruluşun sürdürülebilirlik stratejilerini ve hedeflerini açıklayan bölüm. Bu, gelecek için belirlenen hedefler, politika ve yönetim yaklaşımları gibi konuları içerir.
Sürdürülebilirlik raporları, kuruluşların şeffaflığını artırır, paydaşlar arasında güven oluşturur ve sürdürülebilirlik çabalarının etkinliğini değerlendirmeye yardımcı olur. Ayrıca, şirketlerin sürdürülebilirlik odaklı kararlar almasını teşvik eder ve toplumda pozitif bir etki yaratmalarına yardımcı olur.
TÜRKİYE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Bilindiği üzere 04/06/2022 tarihli ve 31856 sayılı Resmî Gazete’de 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun
88’inci maddesinde yapılan değişiklikle; Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının (TSRS)
uluslararası standartlarla uyumlu olacak şekilde belirlenmesi ve yayımlanması yetkisi Kurumumuza
verilmiştir. Söz konusu yetkiye istinaden Kurumumuz, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama
Standartlarının uluslararası dayanağı olarak Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı (IFRS)
bünyesinde oluşturulan Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından yayımlanan
uluslararası standartları benimseme kararı almıştır.
ISSB tarafından yayımlanmış olan hâlihazırda iki Standart bulunmaktadır. Mevzuatımıza kazandırılmış
hâliyle TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler’in amacı;
bir işletmenin -genel amaçlı finansal raporların asli kullanıcıları açısından işletmeye kaynak sağlama
kararı verirken faydalı olacak- sürdürülebilirlikle ilgili risklerine ve fırsatlarına ilişkin bilgileri açıklamasını
zorunlu kılmaktır. TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar’ın amacı ise söz konusu kullanıcıların iklimle ilgili risk
ve fırsatlara ilişkin bilgileri açıklamasını sağlamaktır.
Öte yandan Avrupa Birliği (AB), AB Yeşil Mutabakatı prensipleri çerçevesinde yeşil ve döngüsel
ekonomiye geçişin ilerleme beyanları olarak nitelendirilen AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama
Direktifi (CSRD) ile AB içerisinde yerleşik yaklaşık 50.000 işletme zorunlu sürdürülebilirlik raporlaması
yapmaya başlamıştır ve söz konusu raporlar zorunlu güvence denetimine tabi tutulmaktadır. Türkiye
olarak büyük işletmeler öncülüğünde başlanarak yapılacak sürdürülebilirlik raporlamasıyla birlikte
uluslararası yatırım kararlarında tercih edilen ülke olmak ve yeşil finansmana erişim başta olmak
üzere küresel sermaye tahsisinde, elde edilecek rekabet gücüyle yakın gelecekte ekonomi alanında
dünyanın sayılı ülkelerden birisi olma potansiyelini hayata geçirmek amacıyla TSRS’lerin uygulama
kapsamına ilişkin Kurul Kararı alınmıştır. Belirlenen kapsamda yer alan ve Karar metnindeki eşik
değerleri aşan işletmeler 01/01/2024 tarihinden itibaren sürdürülebilirlik raporlarını hazırlamakla
mükelleftirler.
Bahse konu eşik değerleri aşarak kapsama giren büyük işletmeler tarafından yapılacak raporlamayla
başlayacak geçiş sürecinde, ilk iki raporlama döneminde ‘Kapsam 3’ olarak sınıflandırılan karbon
emisyon verilerinin hesaplanmasına muafiyet sağlanarak işletmelerimiz için sağlıklı bir geçiş
planlanmıştır.
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ile Türkiye Sürdürülebilirlik Standartlarının Uygulama
Kapsamı 29/12/2023 tarihli ve 32414 (1.M) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMA STANDARTLARI (TSRS)
UYGULAMA KAPSAMINA İLİŞKİN KURUL KARARI
TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMA STANDARTLARI (TSRS)
UYGULAMA KAPSAMINA İLİŞKİN KURUL KARARI
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Kararın amacı; 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 88 inci maddesi ile 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu, 26 ncı, 27 nci ve Geçici 1 inci maddeleri uyarınca bu kapsamdaki kurum, kuruluş ve işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında esas alınacak Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının uygulama kapsamının belirlenmesidir. Tanımlar
MADDE 2 – (1) Bu Kararda geçen;
Kurum: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunu,
Kurum Başkanı: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu başkanını,
Sürdürülebilirlik Raporu: Bir işletmenin çevresel, sosyal ve yönetişim hususlarına ilişkin olarak TSRS’ler uyarınca hazırladığı sürdürülebilirlik raporu, entegre rapor, entegre faaliyet raporu, yönetici raporu vb. adlarla yayımladığı raporu,
ç) Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS): Kurum tarafından
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standardı adıyla yayımlanan standartları, ifade eder. Karar
MADDE 3 – (1) Bu fıkranın b bendinin (1) alt bendi dışında kalan kurum, kuruluş ve işletmelerden;
− Aktif toplamı 500 Milyon Türk Lirası
− Yıllık net satış hasılatı 1 Milyar Türk Lirası
− Çalışan sayısı 250 kişi
ölçütlerinden en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki raporlama döneminde aşan kurum, kuruluş ve işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında TSRS’lerin uygulanmasına;
6362 sayılı Kanun uyarınca Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve
denetimine tabi şirketlerden;
Yatırım kuruluşları,
Kolektif yatırım kuruluşları,
Portföy yönetim şirketleri,
İpotek finansmanı kuruluşları,
Merkezi takas kuruluşları,
Merkezî saklama kuruluşları,
Veri depolama kuruluşları,
Sermaye piyasası araçları bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören veya işlem görmeleri amacıyla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan izahname veya ihraç belgesi bulunan anonim şirketler,
Bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem görmemekle birlikte halka arz edilmeksizin pay hariç sermaye piyasası aracı ihraç eden (ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarının itfa edildiği hesap döneminin sonuna kadar) veya bu amaçla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan ihraç belgesi olan anonim şirketler,
19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumunun düzenleme ve denetimine tabi işletmelerden;
Bankalar,
Derecelendirme kuruluşları,
Finansal holding şirketleri,
Finansal kiralama şirketleri,
Faktoring şirketleri,
Finansman şirketleri,
Varlık yönetim şirketleri,
Finansal holding şirketlerinde ve bankalarda 5411 sayılı Kanunda
tanımlandığı şekliyle nitelikli paya sahip olan şirketler,
Tasarruf finansman şirketleri.
3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu kapsamında faaliyet göstermekte olan sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri.
ç) Borsa İstanbul Piyasalarında faaliyet göstermesine izin verilen; yetkili müesseseler, kıymetli madenler aracı kurumları, kıymetli maden üretimi veya ticaretiyle iştigal eden şirketler.
Bu maddenin 1 inci fıkrasının b bendinin (1) alt bendinde yer alan bankalardan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bünyesinde yer alanlar dışındaki bankaların herhangi bir eşik değere tabi olmaksızın sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında TSRS’lerin uygulanmasına,
Yukarıdaki kapsama dâhil olmayan kurum, kuruluş ve işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında isteğe bağlı olarak TSRS’leri uygulayabileceğine,
karar verilmiştir.
Uygulamaya ilişkin esaslar
Madde 4 – (1) Eşik değerlere tabi işletmeler, bu Kararda belirtilen üç ölçütten en az ikisinin eşik değerini art arda iki hesap döneminde aştığı takdirde müteakip hesap döneminden itibaren TSRS uygulama kapsamına tabi olur.
Eşik değerleri aştığı için TSRS uygulama kapsamına tabi işletme, art arda iki hesap döneminde üç ölçütten en az ikisine ait eşik değerlerin altında kaldığı ya da bir hesap döneminde bu ölçütlerden en az ikisine ait eşik değerlerin yüzde yirmi veya daha fazla oranda altında kaldığı takdirde müteakip hesap döneminden itibaren TSRS uygulama kapsamından çıkar.
Eşik değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde; aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından işletmenin tabi olduğu mevzuat uyarınca hazırlanmış olan son iki yıla ait finansal tablolar, çalışan sayısı bakımından ise son iki yıla ait ortalama çalışan sayısı esas alınır.
Eşik değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde işletmeler bağlı ortaklık ve iştirakleriyle birlikte dikkate alınır. Bağlı ortaklıkları ve iştirakleri bulunan işletmelerde; aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından ana ortaklık ve bağlı ortaklığa ait finansal tablolarda yer alan kalemlerin toplamı (varsa grup içi işlemler yok edilir), çalışan sayısı bakımından ise ana ortaklık ve bağlı ortaklığın son iki yıla ait ortalama çalışan sayılarının toplamı dikkate alınır. İştirakler açısından, iştirake ait söz konusu kalemler işletmenin iştirakteki hissesi oranında dikkate alınır.
Bu Kararın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Kurum yetkilidir.
İKİNCİ BÖLÜM
Geçiş Hükümleri
Raporlamaya ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 1 – İşletmelerin TSRS’leri uyguladığı ilk raporlama döneminde karşılaştırmalı bilgileri sunması zorunlu değildir.
GEÇİCİ MADDE 2 – İşletmeler, TSRS’leri uyguladıkları ilk yıllık raporlama dönemine ilişkin sürdürülebilirlik raporlarını ilgili döneme ilişkin finansal raporlarını yayınladıktan sonra raporlayabilir. Bu geçiş muafiyetine ilişkin olarak işletmeler sürdürülebilirlik raporlarını;
Ara dönem finansal rapor sunulması gerekiyorsa, ikinci çeyrek veya altı aylık ara dönem finansal raporla aynı tarihte,
İhtiyari olarak ara dönem finansal raporlama yapılması durumunda, raporlama döneminin sonundan itibaren dokuz ayı geçmemek kaydıyla, ikinci çeyrek veya altı aylık ara dönem genel amaçlı finansal raporla aynı tarihte,
Herhangi bir ara dönem finansal rapor sunulmaması durumunda, TSRS’lerin ilk kez uygulandığı yıllık raporlama döneminin sonundan itibaren dokuz ay içerisinde,
raporlar.
Açıklama hükümlerinden muafiyete ilişkin geçiş hükmü
GEÇİCİ MADDE 3 – İşletmelerin, uygulama kapsamı çerçevesinde TSRS’leri uyguladıkları ilk iki yıllık raporlama dönemlerinde Kapsam 3 sera gazı emisyonlarını açıklamaları zorunlu değildir.
Yürürlük tarihi
MADDE 5 – Bu Karar, 1/1/2024 tarihinde veya sonrasında başlayan hesap dönemlerinde uygulanır.
Yürütme
MADDE 6 – Bu Karar hükümlerini Kurum Başkanı yürütür.